26 Eylül 2008 Cuma

Warhammer Online: Age of Reckoning...



Online rpgleri çıktıklarından beri sevemedim bir türlü.Ne bilim bir tür bağımlılık falan olmasından çekindiğimden olabilir.Ama hiçbirini oyanamadım.Ama şu yeni çıkan oyun bir aklımı çelmeye başladı esasında.Warhammer Online: Age of Reckoning...Traileri etkiledi izlediğimde ama en çokda sitesindeki resimler beni mest etti, yıktı, yerle yeksan etti.Bu ne biçim bir detay bu nasıl bir karakter tasarımı bayıldım son derece.Siteden en çok beyendiğim resimleri sizinle paylaşmak istedim.Saygılar...

21 Eylül 2008 Pazar

Death Magnetic...

Şuan elimde tutuyorum, bakıyorum ve kokluyorum Metallica Death Magnetic albümünü.Albümün kapagı burda göründüğünden çok ama çok daha başarılı hissediliyor..Açılan her yeni sayfada ölümün her anımızda ense yakınlarımızda dolandığını gözler önüne seriyor adeta.Sayfalar açıldıkça ölüm ve yaşam arasındaki karanlık delik misali yaşanan sahnelerin ortalık yerinde apaçık mezarlar görünüyor.Ve biraz daha dikkatli bakılınca inanın ürkütücü olabiliyor.İlk sayfada bir trafik kazası ve arabanın tam üzeri , diğerinde göz bebeğimiz kadar yakın ölüm...Doğmamış çocukların bile ölümü tadacaklarına dair bir resim daha.Yanlızlık ve kaybetmişliğin ölümle eş değer olduğunu gösteren nefessiz gecelerin karanlık rengi.Çığlıkların faydasız olduğunun ve her çığlığımızın bir uçuruma dönüştüğü yakın gelecek ölümleri.Yüksek binalar ve acı feryatlarla intaharın gerçekliği.Sadece sereserpe yatıp güneş ışınlarından faydalanırken bile kumların altında bir mezara sahipliğimiz, rengarenk ama kapkarınlık resmedilmiş.Ölümün sadece bize yakın, bize kalan, bizden kan can alan bişey değil tüm kainatı tutsak eden bişey olduğu.''Ve son'' dediğimiz, heranda köprünün parmaklıklarından uçuşa geçtiğimi hayal ettiğimiz tüm o anlar için tüm sayfaları ortalık yerlerinde mezar kazılı olan resimlerle mükemmel anlatmışlar ''ölümü''.Ama sonunda o mezarın içerisinden o kadar büyük bir ışık geliyor ki, ölümün gerçek ve sıcak nefesinin bir yanda durduğunu unutturmuyor ama hayatında okadar aydınlık ve inanç içerinde bembeyaz olduğunu bir kez daha suratımıza vuruyor.Ölüm gerçekliğini kaybetmez ama hayatında bir sürealitesi vardır diyorum son olarak.

Gelelim albüme.Zaten bu albümden ilk klip çalışmasını muhtemelen izlemişsinizdir.''The Day That Never Come'' isimli parçaya çekilmiş bu klip.Klipte kendi içerisinde dünya üzerinde yaşanagelen garip güvensizlik buhranlarını ele almış ve bence gerçekten güzel bir çalışma.Hem klibi hemde şarkıyı oldukça başarılı buldum.Albümde birde oldukça kayda değer ve ismini bile duyunca heyecanlandıran ''Unforgiven III'' isimli bir parça var.Ben onuda oldukça beyendim.Sonuç olarak albüm hem prodüksiyon hemde müzik kalitesi ile Metallica olarak geri döndükleri bir çalışma olmuş.Ben oldukça beyendim vede elimde bulunduğu için oldukça mutluyum.

Şimdiki heyecanım ise Slipknot un ''All Hope Is Gone'' isimli albümleri.Henüz yok Türkiye de yada ben bulamadım.Ama bulduğum an süper olucak.Onuda burdan biraz anlatırım sanırım.

Saygılar...

11 Eylül 2008 Perşembe

Durun siz kardeşsiniz!...



Yorum budur..müthiş olmuş =)

M...Ş...




M...Duyuyorsun değilmi?

Ş...Nasılda sıkıyor canını...

M...Ölüyorlar.Tek tek kibir ve gururları yüzünden durmadan ölüyorlar.bazende sadece kötü şanştan.

Ş...Ben sanşa inanmam.Parmaklarımın arasından görebiliyorum sanşlarını.

M...Neyseki bir tek beden dahi olsa aydınlıklar içersinde son bulucak serüveninde.

Ş...Asla o aydınlığa görmeyecekler senin gördüğün gözlüklerle.

M...Sende biraz olsun karartmasan şu gözlerini.

Ş...Eğer kalbi hala canlı olsaydı,biliyorum kesinlikle kırılacaktı.

M... Yaşam bu ve buna değer.Tüm bu olanlar şeçimlerden ibaret.

Ş....Bilirsin uyumak acıyı hissettirmez ve yaşamak korkutucudur.

M...Yaşamak ve sonunda ölüm.Artık yağmur altında mı olur.Yoksa bakşa bir doğadamı.Nasılsa gözyaşları yosun tutmaz.

Ş...Yirmi dokuz çeşit ölüm buldum, bir de sen düşün.

M...İnsanların dudaklarıma yakıştırsam da, bedenine bir türlü yakışamadın gitti.Bir çok kez belleğim karardı.

Ş...Bellek denen o orospu ardından koşturur da kimseyle yatmaz.Bir gün gidenler de unutulur.

M...Tüm o gidenler anlam buldukları bütün yaşamlarda hayatlarına devam ederler.Tüm kalpler onlar için çarpar herbir köşe başında.

Ş...O yaşamlarda sizin iyilik dediğiniz rutinler yüzünden pamuk ipliğine bağlı.Çünkü olmasını istediğiniz şeylerin adını iyilik yapmak koymuşlar.

M...İnsanların servetlerinin değerini bilmemesi acı.süsten uzak beyaz kalpleri var ama onun değerini bilip yaşamaktansa kirletmeyi yeğliyorlar.

Ş...Çünkü oda benim kadar kara,benim kadar yalnız.

M...Kanayan kanatlarımla enlemsiz boylamsız kalıyorum.yakıştıramıyorum bir türlü.

Ş...Boşversene.

M...Sen yine dikkafalı olmaya devam ediceksin sanırım.Tüm bunların izdüşümlerinin neye malolduğunu bilmiyorsun.

Ş...Senin ve sen gibilerin derine gömülme ihtiyacın var.Daima sakladığın sırların hep hazırdır.

M...Ve gözlerim ateşin sırrıdır.ve aşkın,hayatın.İnsanlığın yengisidir kadere karşı koşarken.

Ş...Ve bağrın senin azıcık yer yaşamak için, azıcık yer ölmek için çevrediğin çember.ve bin parmak ucuyla utanmazca göğün maviliğini kırmızıyla sorgulayan kentten kaçıştır.Uzak durmaktır baş kaldırı denen doyumsuz lezzetten.

M...Cehaleti mazaret etmenden yoruldum.Bütün bu savunma şaçmalık.kibir denen hassas dengenin tarafları eşit değil çünkü.

Ş...Tüm bunlar Dönüp duran sonsuzluk.Bu asla bitmez,asla bitmez.Aynı eski hikaye

M ... Yıllardır beş yüz kişiyi barındıran bir sığınağın tepesine yıldırım düşüyor ve yalnızca 1 kişi ölüyor.sadece 499kalıyorlar.işte tam o anda mumun ışığında otuuroyurm ben.sense insanlığın ağlayışını duymamak için müziğin sesini açıyorsun!..

Ş...Ben sadece Kafanın içindeki sesim.Duymayı reddettiğin

M...Yüzleşmen gereken suratım ben bakışından yansıyan.Geride kalanım,doğru olan neyse oyum.

Ş...Düşmanım ben.Ve seni yere inderecek elim

M...Tan yerinin beklentisinde silahlanmaksızın geceye katlanmışım ve alev içindeki herşeye sevecenliğe getirmişim.Sense kalplerin içindeki sevgileri kibirle kül ediyorsun.

Ş...Hepsi rol yapıyor biliyorsun.

M...Karanlıkta tutuyorlar seni ve gözlerin insanların ufacık aydınlıklarında görmez oluyor.

Ş...Karanlıklar fırtına barındırıyor içinde.Ve fırtınalar benim kocaman dansımda görkemlice üflerler ateşten bir kavala.

M...Aslolan o kavaldan çıkan sesi duymak değil.onu yargılayıp gerekirse karşı çıkmaktır.başkaldırı böyle onurlu olmalıdır.

Ş...İnsanları nehre atıyorsun ve ıslanma diyorsun.bencillik bu.

M...Sende kibritle oyna fakat yanma.

Ş...Tanrıda sende bencilsiniz.

Cehennem buralarda bir yerde....



Duyurmusun? Heryer kan kokuyor...Heryerin yanmasına gerek yok.İnsanların içleri okadar pis bir ateşle doluki yanık et kokuyor heryer...

Kendimi kandırıyorum!...


Kendimi kandırıyorum sadece ve sadece..
Yapabildiğim sadece bu elimden kayıp gidenlerin ardından bakıp dururken
Yazık ediyorum tüm ruhlarıma, karanlığa gömüyorum birerbirer.
Acı çekiyorum bir yandan, ama bir yanında öyle huzurlu ki
Göz kapaklarım huzursuzlanmıyor kan damlarken alnımdan.
Ne gözlerimi açıyorum nede kalbimdeki nefretin kapılarını.
Yanlızlığa mahkum ediyorum kendimi acımasızca ve sinsice..
Ve kan Dudaklarıma da damlıyor gözlerimden,
Tadı tanıdık ve taze...
Uykum var esasında, hem derin
Her sabah kalktığımda omuzlarımı dik tutmak varya
Sırf onun inancı yüzünden uyanıyorum.
Ve her kalktığımda sağ kolumu savurup sol kolumu tutuyorum.
Ve yine kendimi kandırıyorum..
Ne kadar kalleşsin ah dünyam.
Tutmuş sana aşık olmuşum.
Ama olsun aldat beni,aldat aldat ölene kadar!...

2+2=5